Hazar Kağanlığı ve Tarihi
Hazar Kağanlığı, tarih boyunca Orta Asya’nın en önemli ve güçlü devletlerinden biri olarak bilinir. Hazarlar, 7. yüzyılda kurulan ve 10. yüzyıla kadar varlığını sürdüren bir Türk devletidir. Bu devlet, Hazar Denizi’nin kuzeyinde, bugünkü Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan topraklarında yer almaktaydı.
Hazar Kağanlığı’nın kurucusu ve ilk kağanı, Batı Göktürk Kağanlığı’ndan ayrılan bir grup Türk boyları olan Hazarlar tarafından seçilen Kuman Kağan’dır. Kuman Kağan, Hazarlar arasında birlik ve düzen sağlamış ve devletin temellerini atmıştır.
Hazar Kağanlığı, kuruluşundan itibaren hızla genişlemiş ve Orta Asya’nın en büyük imparatorluklarından biri haline gelmiştir. Devletin sınırları, Hazar Denizi’nden Kafkasya’ya, İran’a ve Karadeniz’e kadar uzanmaktaydı. Bu geniş coğrafyada Hazarlar, farklı etnik gruplardan oluşan bir toplum kurmuşlardır.
İslamiyet’e geçmeden önceki Türklerin tamamına yakını Tengrici olmasına rağmen Hazar kağanı ve yönetim kademesindeki Türklerin çoğu, 740’lı yıllarda Museviliği benimsemiştir. Bazı akademisyenler, Hazar Türklerinin birçok Doğu Avrupa ve Rus diğer adıyla Aşkenaz Yahudileri’nin ataları olduğunu düşünmektedir. Tüm bunların yanı sıra Hazarlar dini toleransın yaygın olduğu ve Tengriciliğin serbestçe yayıldığı bir toplumdu.
Hazar Kağanlığı’nın en önemli özelliklerinden biri, çok kültürlü ve çok dinli bir devlet olmasıdır. Hazarlar, çeşitli etnik gruplardan oluşan bir halktı ve bu nedenle farklı dilleri ve kültürleri bir arada barındırmışlardır. Ayrıca, devletin resmi dini olarak Yahudilik’i benimsemişlerdir.
Türk tarihçi Yusuf Halaçoğlu ise Hazar Kağanlığı’nın Beğdili boyu tarafından kurulduğunu iddia etmiştir.
Hazar Kağanlığı’nın ekonomisi tarım, hayvancılık ve ticarete dayalıydı. Tarım faaliyetleri genellikle sulama yöntemleriyle gerçekleştirilirken, hayvancılık ise önemli bir geçim kaynağıydı. Ayrıca, Hazarlar deniz ticaretine de önem vermişlerdir. Hazar Denizi’nin kıyısında bulunan limanlar, Orta Asya ile Avrupa arasındaki ticaretin merkezi haline gelmiştir.
Hazar Kağanlığı’nın siyasi yapısı merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Devletin en üstünde kağan bulunurken, ona bağlı olan çeşitli derebeylikler ve yöneticiler vardı. Bu derebeylikler, devletin farklı bölgelerindeki yönetimi sağlamakla görevliydi.
Hazar Kağanlığı’nın en parlak dönemi 8. ve 9. yüzyıllara denk gelir. Bu dönemde devlet, Orta Asya’nın en güçlü devleti haline gelmiş ve büyük bir ekonomik ve kültürel gelişme yaşamıştır. Ancak 10. yüzyılda devletin iç çekişmeler ve dış saldırılara maruz kalması sonucunda zayıflamaya başlamıştır.
Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrılmasından ve daha sonra da Batı Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra kendi başlarına bağımsız bir hanlık olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Süratle siyasi ve askerî nüfuzlarını genişleten Hazarların tam bağımsız bir devlet haline gelmeleri ise 630 yılını bulmuştur.
Hazar Kağanlığı – Diğer Türk boyları ilişkileri
9. yüzyılın ortalarına kadar gelişmesini sürdüren Hazar Kağanlığı, topraklarında yaşayan Türk kavimleri tarafından 9. yüzyılın sonlarına doğru birtakım saldırılara uğramıştır. Doğudan gelen Kıpçak ve Uzların Hazar ülkesine saldırmasına karşın Hazarlar bu saldırıyı durdurdu ancak, onları tam olarak mağlup edemediler.
854 yılında Kabarlar, daha sonraları Macarlar ve Bulgarlar, Hazar hakimiyetinden ayrılmışlardır. Ayrıca doğudan gelen Peçenek saldırıları da Hazar Kağanlığı’nın zayıflamasında etkili olmuştur. Peçenekler 860-880 yılları civarında Uzların baskısından kurtularak Hazar yurdu içinden batıya doğru geçmişler ve İdil Nehri’ni aşarak Don ve Kuban boylarına gitmişlerdir.
Volga boylarına yerleşen Macarların Hazarların idaresinde teşkilatlanması sonucu Arpad Hanedanı ortaya çıkmıştır. 9. yüzyılın sonlarına doğru Bulgarlar ve Peçenekler, Macarlara saldırınca, Hazarların himayesindeki bu devlet yıkılmış ve Macarlar bu olaydan sonra bugünkü Macaristan’a yerleşmişlerdir.
9. yüzyılın başlarında Peçenekler, Hazarlara yeniden saldırmışlar, fakat Oğuzların Hazarlara yardım etmesi sonucu Peçenek saldırısı savuşturulmuştur. 965’teki Rus seferinden sonra eski gücünü kaybeden Hazarların yıkılmasında Ruslar birinci derecede etkiliyken diğer Türk boyları ikinci derecede etkili olmuştur.
Gerek Peçenek, Uz, Kuman-Kıpçak gibi Türk boylarının saldırıları gerekse 970’ten itibaren Hazarların hakimiyeti altında yaşayan kabilelerin birer birer kopmasıyla Hazarlar büyük bir güç kaybına uğramıştır. Hazarların bir kısmı 965’ten sonra Kırım’a; diğer bir kısmı da Hazar Denizi ile Kafkaslar arasındaki bölgeye çekilerek varlıklarını devam ettirmişseler de zamanla Hazarların kontrolünden çıkan topraklardaki Hazarlar arasındaki bağlantı çeşitli Türk boyları tarafından kesilmiştir.
Doğu kaynaklarının Kıpçak, Bizans kaynaklarınınsa Kuman dedikleri boyların, Batı Sibirya’dan ayrılarak Volga boylarına doğru ilerlemesi, Hazarların Harezm ve Türkistan’la olan ilişkilerini kesmiş ve buralarla olan ticari ilişkilerini bitirmiştir.
Askerî ve ekonomik yönden buhran yaşayan Hazarlara son darbeyi Kıpçakların indirmesinden sonra Hazarlar, bir müddet daha Kırım’da kalsa da 11. yüzyıl içerisinde bir kısmı Kumanlara bir kısmı da Ruslara karışarak onların içerisinde kaybolup gitmişlerdir. Kuman-Kıpçak ülkesi de 1299’da Moğollar tarafından istilaya uğramıştır.
Hazar Kağanlığı’nın sonu, 10. yüzyılın sonlarına doğru gelir. Ruslar ve Bizanslılar gibi komşu devletlerin saldırılarına karşı zayıflayan devlet, 965 yılında son kağanının ölümüyle tamamen ortadan kalkmıştır.
Bugün Hazar Kağanlığı, Orta Asya’nın tarihine ve kültürüne büyük etkiler bırakan önemli bir devlettir. Devletin kuruluşundan itibaren sahip olduğu çok kültürlü ve çok dinli yapısı, Orta Asya’nın tarihindeki diğer devletlerden ayrılmasını sağlamıştır. Ayrıca, Hazarlar’ın benimsediği Yahudilik, Orta Asya’da yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Hazar Kağanlığı’nın kalıntıları günümüzde Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan topraklarında bulunmaktadır. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan kalıntılar, Hazarlar’ın yaşam tarzını ve kültürünü daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. Bu kalıntılar aynı zamanda Hazar Kağanlığı’nın tarihine ve önemine dair bilgiler sunmaktadır.
Sonuç olarak, Hazar Kağanlığı Orta Asya’nın en önemli devletlerinden biridir. Kuruluşundan itibaren genişlemiş ve güçlenmiş olan bu devlet, çok kültürlü ve çok dinli yapısıyla dikkat çekmektedir. Bugün bile Hazar Kağanlığı’nın etkilerini görmek mümkündür ve bu devletin tarihi Orta Asya’nın tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.